30 Nisan 2016 Cumartesi

LEON AND MATHİLDA

LEON:SEVGİNİN GÜCÜ(1994)









FİLME DAİR BİLGİLENDİRME:



Yönetmen ve Senarist: Luc Besson


Yapımcı: Patrice Ledoux


Oyuncular:



                                     

Natalie Portman(MATHİLDA)                  Jean Reno(LEON)





Süre:  110 dakika


Tür: Aksiyon-Dram






BUYRUN FRAGMAN!!!
       

                        



FİLM HAKKINDA KISA BİLGİ VE YORUMUM:

  Luc Besson tarafından yazılan ve yönetilen, 1994 yılı Fransa yapımı bir filmdir.

  Filmin baş rollerinde ise, bir mafya tetikçisini canlandıran Jean Reno(LEON) ve ailesi öldürüldükten sonra hiç kimsesi olmaması sebebiyle ilk karşılaştığı Leon'a sığınan 12 yaşındaki (her ne kadar filmde 18 yaşında olduğunu iddia etse de ;)) bir genç kızı canlandıran Natalie Portman(MATHİLDA) (onun ilk filmidir)yer almaktadır.

  Leon, ABD'nin New York şehrinde ikamet eden, patronu Tony'den aldığı işleri yapan, kimsesi olmayan bir tetikçidir.

   Hayatını kurallardan oluşturmuş, sert ve tam anlamıyla bir profesyoneldir. Ancak Mathilda adında küçük bir kızla yolları kesişince hiç alışık olmadığı bir dünyaya kapısını aralar ve işte tüm olaylar ondan sonra başlaar.






  Filmin adını bir çok arkadaşımdan duyduktan sonra bu filmi izleme fırsatını buldum ve gerçekten çok etkilendim.
  Şu ana kadar çok etkilendiğim ve sonunda çok ağladığım nadir dram filmlerimden biri oldu.

  
  Film bir takım çevrelerce yaş farkı çokça olan iki kişi arasında aşk olduğu iddiasıyla eleştirilse de, Mathida'nın Leon'a karşı duyduğu hisler normal aşktan ziyade, kendisine ilk defa iyi davranan biri karşısında duyduğu sevgidir. Her ne kadar filmin ilerleyen kısımlarında Mathilda aşık olduğunu söylese de, buradaki aşk ifadesi küçük bir çocuğun duygularını basitçe belirtme şeklidir bence. Leon'un da Mathilda'ya karşı duyduğu hislerde benzer şekilde hayatında o zaman kadar görmediği bir sıcaklığa duyulan özlem ve buna karşı verilen duygusal tepkidir.
   


   Hem ailesini tamamen kaybetmiş bir kız çocuğu olan Mathilda'nın Leon'a tutunmasını garipsememek gerek çünkü Mathilda'nın her şeyini kaybetmiş olmasını ve içinde bulunduğu psikolojiyi gözardı edemeyiz.


    Ama tüm bunlara rağmen aşık olduğunu sanması ve yaşayıp yaşattıkları hem üzücü hem de güldürücü tatlı kısımları filmi gerçekten izlenmeye değer kılıyor...
  
                            EE HADİ NE DURUYOSUNUZ;)






FİLMDEN ÇOK HOŞ KARELER:

1.Mathilda ile Leon'u karşılaştıran kader...

      





 2.Ve birbirini anlamaya,kaynaşmaya bir de hayata devam etmeye çalışan Leon ve Mathilda'nın yaşadıklarını merak ediyorsanız izlemeye devam.  

   





  

3.Sonunda ağlamayın der ve susarım çok da kurcalamadan hadi izleyelim...

  





FİLMDEN ALINTILAR VE REPLİKLER:



1. Galiba hayat her                                                                              zaman zor Mathilda...




 2.Meşhuur repliklerden                                                                         bir tanesi;)
                                                      





3.





 4.



5.Güldürücü ve kalıcı repliklerden ve sahneden biri daha...






 6.Ne doğru demiş şu 
                                                                               Leon:)


  


7.Off yine üzücü bir sahne mi??? Ya da ümütlendiğim sahnelerden bir tanesi...
 
























29 Nisan 2016 Cuma

ESARET BAŞLANGIÇ OLABİLİR

ESARETİN BEDELİ(THE SHAWSHANK REDEMPTION)(1994)







FİLME DAİR BİLGİLENDİRME:


Yönetmen ve Senarist: Frank Darabont 


Yapımcı: Niki Marwin


Oyuncular:


           

Tim Robbins(Andy Dufresne)       Morgan Freeman(Ellis Boyd)




Süre: 144 dakika


Tür: Dram


 BUYRUN FRAGMAN!!!








FİLM HAKKINDA KISA BİLGİ VE YORUMUM:


  Stephen King'in Rita Haworth ve Shawshank'ın Kefareti adlı novellasından uyarlanan film, masumiyetini idda etmesine rağmen karısını ve karısının sevgilisini öldürdüğü gerekçesiyle Shawshank Devlet Cezaevi'nde yaklaşık 20 yılını geçiren bankacı Andy Dufresne(Tim Robbins)'in hikayesini anlatır.


  Cezaevinde kaldığı süre boyunca diğer mahkumlardan Ellis Boyd 'Red' ile arkadaşlık kuran Andy, bankacı parlak zekası sayesinde cezaevi müdürünün para aklama faaliyetlerine yardım etmeye başladıktan sonra gardiyanlar tarafından korunmaya başlar. Tabi bu zaman zarfında aslında gözleri üzerinden çekerek yaptığı akıl almaz planı ve bunu hayata geçiriş biçimi filmin sonunda hayrete düşmenize neden olabilir.

   Film, gişe hasılatının bütçesini zor karşılamasına rağmen eleştirmenlerden olumlu eleştiriler aldı ve bir çok ödüle aday gösterildi...
  



  Frank Darabont'un muhteşem yaratıcılığı,kusursuz oyuncu performanslarıyla defalarca seyredilebilecek efsanevi bir başyapıt olmuş zannımca.Bu filmi izledikten sonra imkansızlık kavramınız kusursuz bir umuda dönüşebilir.


   Filmi izlerken Tim Robens'ın(Andy) parlak zekasına hayret edeceksiniz. 





FİLMDEN ÇOK HOŞ KARELER:


  Andy'nin cezaya çarptırıldığı sahne ve 
                                                        
                                                                                   şok ifadesi..



  2.   Andy hapishane hayatına alışmaya çalışırken bir sürü şey yaşar ve yaşatır. İlk zamanlar sessizliğiyle insanlara vaay dedirtir ama o da zamanla çözülür.









Ve filmin şok etkisi yaratacak son sahnelerinden bir iki kareyi sizinle paylaşmak istedim. Çok kurcalamadan ve spoiler almadan hadi izleyin;)
  3.









FİLMDEN ALINTI VE REPLİKLER:





      


  2.


3.



4.  SON DİYEBİLECEĞİM ŞEY: UMUT 
                                                               DEĞERLİ BİR LÜTUF. ONU SAKIN 
                                                                               BIRAKMAYIN!!!
5.




6.



7.




8.







CARPE DİEMMM

ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ (1989)
(Dead Poets Society)




FİLME DAİR BİLGİLENDİRME:


Yönetmen: Peter Weir


Yapımcı: Paul Junger Witt ve Tony Thomas


Senarist: Tom Schulman


Oyuncular: 

      

Robin Williams(John)                         R.Sean Leonard(Neil)                     Ethan Hawke(Todd)



Süre: 128 dakika


Tür: Drama



BUYRUN FRAGMAN!!!






FİLM HAKKINDA BİLGİ VE ÖNERİLERİM:


  1959 yılında geçen film, John Keating(Robin Williams) adlı çok başarılı ve bir o kadar da farklı olan edebiyat öğretmeninin, çok disiplinli bir erkek okulu olan Welton Academy'de (takma adı Hell-ton olan) öğretmenlik yapmaya geldiğinde başlar.

  Bu filmin ana teması 'carpe diem' dir. Bu okuldaki katı kurallarla ve sıkı bir disiplenle eğitim gören öğrenciler yeni tanıştıkları edebiyat öğretmenleriyle kendi sınırlarını ve okulun katı kurallarını çiğnerler.
  Anı yaşamaya çalışırken kendi benliklerini ortaya çıkarıp hayallerinin peşinden koşmaya çalışırken ölen Neil'in ardından olaylar karışır ve çok değişik bir boyut alır.

  Suçlu duruma düşen Bay Keating ve geridekilerin yaşadıkları hem düşündürücü hem üzücü bir boyutla sonlanırken çok etkilenmiştim.


   Ayrılık sırasında Bay Keating'i anlayan öğrencilerinin verdiği tepki; sevgili edebiyat öğretmenlerini buruk bir sevince sürüklerken okul müdürü Bay Nolan'ın hayatı boyunca en sinirli ve utanç verici anını yaşatırken de birilerine üzülüp birilerine oh dedirtebiliyor...
  
   Gerçekten izlenmesini şiddetle öneriyorum...:)

  







FİLMDEN ÇOK HOŞ KARELER:



  1. Bay Keating'in efsane edebiyata ve hayata dair derslerinden bir kareyi sizlerle paylaşmasam olmazdı. Onu izlerken adeta dersinde bulunuyormuş hissine kapılabilirsiniz...


  




2.


Edebiyat öğretmenlerinin fikirleriyle benliklerini sorgulamaya ve hayallerinin peşine düşmeye çalışan afacan grup karşınızda...;)


    












3.Ve üzülüp düşüneceğinizi belki de ağlayacağınızı düşündüğüm son sahneden birkaç kare. Zavallı fedakar öğretmenin omuzlarına ve yüreğine çökmüş hüzün...












 
VE FİLMDEN REPLİKLER:


  1. En meşhur repliğidir filmin. CARPE DİEM=ANI YAŞA


      2.



     3.




     4.



   
    5.